27 Eylül 2008 Cumartesi

aslolan kanıtlardır...

bayağı uzağa fırlamıştım.. ustum başım paramparçaydı, karanlıktı, simsiyah, zifiri karanlık, ama hissediyorum böğrümden akan kanın koltuk altımdan belime doğru hızla aktığını. Üşüyorum da, gittikçe üşüyorum.

çok olmadı, herkes tepemde bitti.. polisler, gazeteciler, sadece bakmak için gelenler, sadece dinlemek için gelenler, ve sadece baskalarına anlatmak için gelenler... fotograflarım cekiliyordu, hem de her bir tarafımdan.. hepinizi goruyorum..

bir suru şey soruyorsunuz.. nasıl oldu? kim yaptı? sen nerdeydin, yakında mıydın? gordugun sey neydi? ne duydun? hadi anlat bize, konuşşşş! bir şeyler soylee!!

bazıları sadece üzülüyordu.. aman tanrımmm! dayanamayacagım, ne yapmıslar, zavallı adam, ne hale gelmiş..

bazıları laf yetiştiriyordu.. adam burada çalışıyormus, işini seviyormus, ama işte geç davranmış, erken çıksaymıs olmazmıs.. ama ne yapcan işte..kader.. keşke dokunmasaymıss.. keşke dinlemeseymiş...

biri iyice yaklaştı yanıma.. ateşime baktı. ölümden sonra cesedin sıcaklıgının her bir saatte bir derece düştügünü söyledi. otuzbeşbucuktu vucut sıcaklıgım. yani bir saat geçmiş. oyle dedi.. nerden biliyorsun diye sormak istedim.. ama sadece gorebiliyorum.. konusamıyorum.. hepinizi goruyorum.. nerden biliyorsun? nerden biliyorsun ilk vücut sıcaklıgımı? kaç dereceydim biliyor musun? kimse hesaba katmadı bunu.. kimsenin umrumda değildi. hepinizi goruyorum..

inceleme ekipleri sonradan geldi.. hiç konusmadılar benimle. onlar pek konusmazlar zaten. sadece olayın nasıl olduguna bakarlar.tek gerçek vardır: kanıtlar. onlar her şeyi soylerler. ceketimin ustunde bir şeyler gordu. baruttu buldugu sey. aklına hemen bomba geldi.. baska barutlar da buldu, ilerde, daha da ilerde. bombanın patladıgı yeri buldu. oraya gitti. vardıgında bana bakıyordu. cok uzaktaydım. bayagı uzaga fırlamısım, epey, cok uzaga..

iyice titremeye basladım, 34'e dusmustur sıcaklıgım.. yeter artık, sormayın! sormayın.. yine geldiler.. merak ediyorlardı.. nasıl bir bombaydı bu. ne kadar buyuktu.. yeterrrrrr, yeter sormayınnn. yeterrr. kulaklarım parçalanmıstı, kulak zarım filtreleyemiyordu, butun sesleri çıktıgı gibi duyuyordummmmm..

dayanamıyorummm, ne olur sormayın onu bana, sormayınn..

önemi var mıydı, bombanın büyüklüğünün? önemi var mıııı polis hanım? önemi var mı gazeteci arkadaşş? önemi var mı komşu teyzeeee! yeterrrr sormayınnn, fırladım işte,fırladım onlarca metre uzaga..

gözden kacırdıgınız tek şey var.. önemli olan bombanın büyüklüğü değil, etrafındaki havanın basıncıdır!

iyice soğudum, sıcaklıgım kim bilir kaç.. zaten merak da etmiyorsunuz değil mi? uzaktayım çünkü artık, soğuyorum, gidebilecegim tek yer var, biliyorsunuz, ama hepinizi izliyorum.

ama çok üşüyorum, artık ne olur sormayın, ne olur...

2 yorum:

umitgorcum dedi ki...

çok güzel olmuş kardeşim gecenin bi yarısı yazmışsın bunları pek bi dertli gibi ama güzel

Investor dedi ki...

"önemli olan bombanın büyüklüğü değil, etrafındaki havanın basıncıdır"

etrafındaki havanın basıncı..dogru tespit

yazı için teşekkürler