7 Ekim 2008 Salı

Reenkarnasyon




söz vermiştim kendime, yazmayacaktım bıyıklarımı....terhisine 3 ay kala izne geldi bizim mustafa. Vatkalarının altına gizledi künyesini, çıkardı yeşil-bordo beresini, gitti anasının kucağına. istemedi arzuyla dolu bakışlarının kaynağının görünmesini, hayli askerdi ya, anam bilsin dedi, sadece anam. Mahalleden geçerken süzüyordu dört etrafı, oynuyordu pistoluyla, eskitmişti askerde, tam vaktiydi kurcalamanın, vatkasının altında künyesi, beresi yerde..


yatarak bekliyor bacaklarının arasından gelecek doğmamışı kadın. yürüyor ateşlerde buram buram yanıyor her bir yanı. sağa döndü olmadı, sola döndü olmadı, yeni yeni çıkıyordu bıyıkları, kaşındırıyordu seni, bıyıkları vardı senin fındık kabuğu rengi saçların gibi, kaşındırdı, kaşındırdı, bir gün vardı ermesine, kesmeliydi bıyıkları. orada eridi kadın, yanıyor bacakları tırnakları....


-git burdan, kimsin sen sapık, git!! evliyim ben, çocuklarım var, karnımda cocugum var..

-öpüversem bacaklarını, dokunuversem vücuduna, bırak gireyim...


pencerenin önünde bitivermiş, izliyordu azgın azgın. durduramadı kadın. bir hışımla atladı pencereden, uzun sürmedi ıslanması, yağıyordu yağmur tam tamına 15 aydır...


sabah saat yediyi gösteriyordu, komşunun çığlıklarıyla uyandı rüyasından kadın. ölmüş bizim mustafa terhisine 3 ay kala, anası bulmuş yatağında, elinde pistolü, tutuyormuş sımsıkıca..ananın çığlıklarını susturdu kadınının feryadları, pencerenin kenarında doğurmuştu doğmamışı..


kestim bıyıklarımı, bir ay kadar oldu, şimdi niceleri çıkıyor en tazesinden. söz vermiştim kendime yazmayacaktım bıyıklarımı, anamın gülmeden seviştiği zamanlarda nasıl doğduğumu yazacaktım.. sen kırdığın an fındık kabuğu rengindeki saçlarını, özgür bıraktın her daim yeniden doğmalarımı...

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Mukemmel..

Unknown dedi ki...

Şu an ağlıyorum ve yorum yazıyorum biliyor musun